Evet  sevgili çocuklar şimdi ki hikayemiz;

  PAMUK PRENSES ve YEDİ CÜCELER

 Yıllar yıllar önce, bir şatoda kral ile kraliçe yaşarmış.
Kraliçe bir gün pencerenin önünde nakış işlerken iğne eline batmış.
Kraliçe, kan gibi kırmızı dudaklı, kar gibi beyaz yüzlü, karga kanadı gibi simsiyah saçlı bir kızım olsa demiş.
Pamuk Prensesin doğduğu akşam anne Kraliçe hastalanmış ve ölmüş.
Sonra Krala yeni bir anne olmasını istemiş.
Kral yeni bir Kraliçe ile evlenmiş.
Kraliçe şeytan bakışlı güzel bir kadınmış.
Bu kadın sihirli aynasına pek emin sormuş:
- Ayna  ayna  söyle bana benden güzel var mı bu krallıkta?
Ayna dile gelmiş:
- Özü güzel, sözü güzel, yüzü güzel var ki o senden daha güzel.
Sonra, okçu Kraliçenin huzuruna çıkıp diz çökmüş.
Pamuk prensesi öldürmesini emretmiş.
Ormanda okçu Pamuk Prensese her şeyi anlatmış.
Sonra bir ağacın altında uyumuş, uyandığında yanında bazı hayvanları görmüş sonra küçük bir kulübe görmüş ve masanın üstünde 7 kaşık, 7 çatal,7 tabak, masanın etrafında 7 sandalye görmüş.
Bundan sonra onlara ablalık yaparım demiş.
Sonra odaya çıkmış.
Ormanda 7 cücelerin şarkıları duyulmuş.
Sonra 7 cüceler sabah işe giderken Pamuk Prensesi kimseye kapıyı açmaması için uyarmışlar.
Pamuk Prenses 7 cücelere verdiği sözü unutup kapıyı kötü kalpli Kraliçeye açmış.

 

Kraliçe zehirli elmalarından yedirmiş.
Pamuk Prenses elmayı ısırmış.
Ölecek şekilde bayılmış.
7 cüceler ve Prens, Prensesi kucağına alıp içeri taşırken Prensesi kucaklarından düşürüp ağzındaki küçük zehirli elma ağzından çıkmış.
Sonra Prens, Prensese, evlenme teklifi etmiş.
Sonra Prenses cücelere sarılıp Prensin evlenme teklifini kabul etmiş.
İyi yürekli sevimli çocukları olmuş...

 

 

HİKAYEDEN ÇIKARACAĞIMIZ DERS NE OLABİLİR?

*Hikaye de pamuk prenses kötü kalpli üvey annesine güvenmiş ve kötülüğe uğramıştır.

*Ve yedi cüceler onu uyardığı halde kapıya gelen kişiye kapısını açmıştır. Oysa ki onları dinlemesi gerekirdi. Böylece başına kötü olaylar gelmemiş olurdu.