MİNİK SERÇE
Avcının biri kuş
avlamak için bir tuzak kurdu. Tuzağa küçük bir kuş yakalandı. Avcı, minik kuşu
eline alınca şaşırdı. Çünkü minik kuş konuşuyordu.
Minik kuş:
- Ey insanoğlu sen
birçok koyunlar, sığırlar, develer yedin. Onların etleriyle bile doymadın benim
etimle mi doyacaksın? Ben senin dişinin kavuğunu bile dolduramam. Şayet beni
bırakacak olursan sana üç öğüt vereceğim. Bunlar sana daha yararlı olabilir. Bu
öğütlerden birini elinde, ikincisini şu damın üzerinde, üçüncüsünü şu dalın
üzerinde söyleyeceğim. Bu öğütlerimi tutarsanız ömür boyu mutlu olursun, dedi.
Avcı bu teklifi beğendi. Zaten eti olmayan bu küçük kuşla nasıl doyacaktı ki?
Kuşun öğüdü belki işe yarayabilirdi. Avcı:
- Peki, Söyle
bakalım, dedi. Minik kuş:
- Elindeyken
vereceğim öğüt şudur: Olmayacak bir şeye sakın inanma.
Kuş, bu birinci
öğüdünden sonra avcının elinden karşıdaki damın üzerine kondu.
- İkinci öğüdüm: Elinden kaçırdığın fırsatlara hiçbir zaman üzülme. Kuş,
şöyle devam etmiş:
Akılsız insanoğlu,
eğer beni kesmiş olsaydın kursağımda iki yüz elli gram ağırlığında bir inci
bulacaktın. O inci seni de, çocuklarını da zengin ederdi. O inci senindi ama
kısmetin değilmiş. Öyle bir inci kaçırdın ki dünyada eşi benzeri yoktu, dedi.
Avcı, bunu duyunca:
- “Eyvah!” Ben
kendi elimle kendime yazık etti. Elimdeki talih kuşunu kaçırdım. Ah benim
akılsız kafam” diye üzülmeye saçını başını yolmaya başladı. Kuş avcının bu
halini görünce:
- Be aptal adam!
Biraz önce ben sana ne öğüt verdim mi? Şu haline bak. İnci elinden gittiyse ne
üzülüyorsun? Ben sana “Elinden kaçırdığın fırsata hiçbir zaman üzülme” demedim
mi? Sözümü anlamadın mı? Sonra sana “olmayacak bir söze sakın inanma” diye ilk
öğüdümü verdim.
İnciyi duyunca
aklın başından gitti. Benim iki yüzelli gram gelmeyeceğimi bildiğin halde nasıl
içimde iki yüz elli gram inci bulunabilir? dedi. Avcı, kuşun uyarısını
dinleyince, aklı başına geldi.
- Hadi güzel kuş!
Şu üçüncü öğüdünü de söyle, öyle git, dedi. Minik kuş dalın üzerine kondu ve
alaycı bir şekilde:
- Hayret doğrusu!
İlk iki öğüdümü çok iyi tuttunda üçüncüsünü mü tutacaksın? dedi. Göğün
maviliklerine doğru uçtu.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder